SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’L-İTK’

<< 1117 >>

باب: من ملك من العرب رقيقا، فوهب وباع وجامع وفدى وسبى الذرية.

13. ARAPLARDAN BİR KÖLEYE SAHİP OLMAK, ONU BİRİNE BAĞIŞLAMAK, SATMAK, FİDYE İSTEMEK, KADIN VE ÇOCUKLARI ESİR ETMEK

 

وقوله تعالى: {ضرب الله مثلا عبدا مملوكا لا يقدر على شيء ومن رزقناه منا رزقا حسنا فهو ينفق منه سرا وجهرا هل يستوون الحمد لله بل أكثرهم لا يعلمون} /النحل: 75/.

"Allah, hiçbir şeye gücü yetmeyen, başkasının malı olmuş biri ile katımızdan kendisine verdiğimiz güzel rızıktan gizli ve açık olarak harcayan (hür) bir kimseyi misal veriyor. Bunlar hiç eşit olurlar mı? Doğrusu hamd Allah'a mahsustur. Fakat onların çoğu bunu bilmezler" [Nahl 75]

 

حدثنا ابن أبي مريم قال: أخبرني الليث، عن عقيل، عن ابن شهاب: ذكر عروة: أن مروان والمسور بن مخرمة أخبراه: أن النبي صلى الله عليه وسلم قام حين جاءه وفد هوازن، فسألوه أن يرد إليهم أموالهم وسبيهم، فقال: (إن معي من ترون، وأحب الحديث إلي أصدقه، فاختاروا إحدى الطائفتين: إما المال وإما السبي، وقد كنت استأنيت بهم). وكان النبي صلى الله عليه وسلم انتظرهم بضع عشرة ليلة حين قفل من الطائف، فلما تبين لهم أن النبي صلى الله عليه وسلم غير راد إليهم إلا إحدى الطائفتين، قالوا: إنا نختار سبينا، فقام النبي صلى الله عليه وسلم في الناس، فأثنى على الله بما هو أهله، ثم قال: (أما بعد، فإن أخوانكم جاؤونا تائبين، وإن رأيت أن أرد إليهم سبيهم، فمن أحب منكم أن يطيب ذلك فليفعل، ومن أحب أن يكون على حظه حتى نعطيه إياه من أول ما يفئ الله علينا فليفعل). فقال الناس: طيبنا ذلك، قال: (إنا لا ندري من أذن منكم ممن لم يأذن، فارجعوا حتى يرفع إلينا عرفاؤكم أمركم). فرجع الناس، فكلمهم عرفاؤهم، ثم رجعوا إلى النبي صلى الله عليه وسلم فأخبروه: أنهم طيبوا وأذنوا. فهذا الذي بلغنا عن سبي هوازن.

 

[-2539 - 2540-] İbn Şihab'dan rivayet edildiğine göre: Urve, Mervan ile Misver İbn Mahrame'nin şöyle anlattıklarını söylemiştir: Hevazin heyeti Hz. Nebi'in huzuruna gelince ayağa kalktı. Heyet O'ndan mallarını ve esirlerini kendilerine vermesini istediler. Bunun üzerine Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem: "Yanımda olanı görüyorsunuz. Benim en çok sevdiğim şey en doğru sözdür. Gelin şu iki şıktan birini seçin: ya mallar, ya da esirler. Bunları uzun bir süre gelmeniz için beklettim" buyurdu. -Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem Taif dönüşü, onları yaklaşık on gece beklemişti- Hz. Nebi'in onlara bu iki gruptan yalnızca birini geri vereceğini anlayınca "O halde biz esirlerimizi seçiyoruz" dediler. Bunun üzerine Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem insanlar içinde doğruldu, Allah'a layık olduğu şekilde sena etti. Sonra şöyle buyurdu: "Kardeşleriniz tövbe etmiş, bize gelmişler. Ben esirlerini onlara vermeyi uygun buldum. Hakkından vazgeçmek isteyen buyursun yapsın. Fakat ganimet payını seçen ve Allah'ın bu ilk ganimetlerinden payını vermemizi isteyen de hakkını alabilir."

 

Orada bulunanlar hep birlikte "Hakkımızdan senin için vazgeçiyoruz" dediler. Bunun üzerine Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem: "Biz sizden kimin izin verdiğini, kimin vermediğini bilemeyiz. Siz varın gidin, kararınızı bize sözcüleriniz iletsin" buyurdu. Ashab dağıldı ve sözcüleri onlarla konuştu. Sonra Hz. Nebi'in huzuruna gelerek insanların haklarını helal ettiklerini ve istediği gibi yapmasına izin verdiklerini bildirdiler. Hevazin esirleri hakkında bize gelen haber budur.

 

Enes şöyle demiştir: Abbas Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e  "Akil'in fidyesini ödedim" dedi.

 

 

حدثنا علي بن الحسن: أخبرنا عبد الله: أخبرنا ابن عون قال: كتبت إلى نافع، فكتب إلي: أن النبي صلى الله عليه وسلم أغار على بني المصطلق وهم غارون، وأنعامهم تسقى على الماء، فقتل مقاتلتهم، وسبى ذراريهم، وأصاب يومئذ جويرية. حدثني به عبد الله بن عمر، وكان في ذلك الجيش.

 

[-2541-] İbn Avn şöyle dedi: Nafi'a bir mektup yazarak sordum. Bana şu cevabı yazdı: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem Mustalik-oğulları üzerine baskın yaptı. Onlar saldırırken hayvanları su içiyordu. Savaşçılarını öldürdü, kadın ve çocuklarını esir etti. Cüveyriye'ye de o savaşta sahip olmuştu. Bu olayı bana İbn Ömer anlattı. O da o ordunun içindeydi."

 

 

حدثنا عبد الله بن يوسف: أخبرنا مالك، عن ربيعة بن أبي عبد الرحمن، عن محمد بن يحيى بن حبان، عن ابن محيريز قال: رأيت أبا سعيد رضي الله عنه فسألته، فقال: خرجنا مع رسول الله صلى الله عليه وسلم في غزوة بني المصطلق، فأصبنا سبيا من سبي العرب، فاشتهينا النساء، فاشتدت علينا العزبة، وأحببنا العزل، فسألنا رسول الله صلى الله عليه وسلم فقال: (ما عليكم أن لا تفعلوا، ما من نسمة كائنة إلى يوم القيامة إلا وهي كائنة).

 

[-2542-] İbn Muhayriz'den rivayet edilmiştir: Ebu Said r.a.'i gördüğümde ona sordum. Şu cevabı verdi: Allah Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile birlikte Mustalik-oğulları üzerine sefere çıktık. Orada Araplardan bir grubu esir ettik. Sonra eşlerimizden uzun bir müddet ayrı kaldığımız için canımız kadın çekti ama cinsel ilişkide azil yapmak istedik. Allah Resulü'ne bunun hükmünü sorduk. O da:

"Niye yapmayasınız! Kıyamet gününe dek var olacak her can elbet var olacaktır" buyurdu.